Viyana |
Otelden çıkınca ilk durağımız Naschmarkt, Burası bir açık pazar yeri. Manavlar, şarküteriler, baklavacılar ve aktarların yanısıra kafeler ve hediyelik eşyacılar var. Otelimize 1 km civarında uzaklıkta. Biz Kettenbrückengasse (burası da bir metro durağı) tarafından girip Karlsplatz tarafından çıkıp şehir merkezine yürümeyi planlıyoruz. Metro ile gitmek isterseniz bu iki durağı da kullanabilirsiniz, biz yürüyerek gidiyoruz.
Meyve-sebze tezgahı |
Bayram olmasının da etkisiyle pazarda epey baklava var. |
Haus der Musik - Bayıldığımız Müze |
Kartımızı aldıktan sonra ilk durağımız Haus der Musik. Hepimizin keyif aldığı bu müzede interaktif bir dolu şeyin yanısıra müzik tarihine ilişkin şeyler de sergileniyor. Müze her gün sabah 10 ile akşam 22 arası açık, Normal fiyatları yetişkin 13 Euro, çocuk 6 Euro. Ancak aile fiyatı 29 Euro. Eğer Wien Card ile giriş yaparsanız 13 Euro 9 Euro'ya düşüyor.
Burası 4 katlı bir müze. Aslında merdiven ile çıkılıyor ancak puset vs varsa asansör ile yardımcı oluyorlar.
İçeride oldukça fazla interaktif aktivite var, hepsi de çok keyifli. |
Haus der Musik |
Buradan çıkışta artık açız. Fast food balıkçı zinciri Nord See'de yiyelim hızlı ve ucuz olsun diyoruz. Hızlı oluyor da ucuz olmuyor. Ne kadar verdiğimizi hatırlamıyorum ama bir fast foodcu için pahalı geliyor bize fiyatları.
İşte hayal anı! Efsane dakikalar... |
Boş cafede sıra bekletme ritüeli |
İçerinin ortamı güzel ancak bir Budapeştedeki NewYork Cafe değil. Biz Cafe Central Schnitte ile Cafe Cental Torte söylüyoruz. İsminde kafenin adını taşıdığına göre klasiktir diye düşünerek. Güzel ancak yine New York Cafe'dekiler gibi değil. İki tatlı da 4,5 Euro civarında.
Sarayın girişi |
Ceyiz müzesi |
Müze bana pek tat vermiyor. Hem müze gezmeyi sevmiyorum hem de bunu kucaktaki çocukla yapmak zor oluyor. Sisi müzesine ilişkin hiç bir şey kalmamış mesela aklımda, acaba gezmedik mi?
Bu arada saray genel olarak bebek arabasına uygun değil, ancak görevliler yardımcı oluyor, merdiven gereken yerlerde bir görevli size eşlik edip asansöre götürüyor.
Buradan çıkınca oldukça yorgun olduğumuzu fark ediyoruz. Metroya binip otele dönüyoruz. Dediğim gibi akşam Serkan'ın arkadaşları ile buluşacağız, biraz dinlenip kızları yıkıyoruz.
Çıkınca hedefimiz şehir parkı. Şehir parkına U4 ya da U3 ile gidilebilir. Biz otelin önünden geçen U3'e biniyoruz ama Stephanplatz'da inip parka yürüyoruz, biraz hediyelik alışverişi yapmamız gerekecek çünkü.
Zaten park (Stadtpark) da çok uzak değil. Şehir merkezindeki parklar bir Ankara'lı olarak beni hep heyecanlandırıyor. Parkta çimlere yayılıp epey bir vakit geçiriyoruz, altın Johann Strauss heykelini görüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder