15 Mayıs 2015 Cuma

Prag 3. Gün : 3 Mayıs 2015

Sabah kahvaltıdan sonra otelden ayrılırken resepsiyondaki adam bizi uyarıyor: "bugün büyük maraton günü, etraf çok çılgın olacak!"

Otelden 8.30'da çıkıyoruz. Otelin önünde bile bariyerler var, çünkü marathon 9'da başlayacak. Etraf çok kalabalık. Yaklaşık 10.000 kişi koşacakmış. Etrafın tadını çıkararak (yani aval aval bakarak) maratonun başlangıç çizgisine gidiyoruz.
Maraton başlangıç çizgisi
Maraton başlama anı

Maratonun başlamasıyla, biz de koşucular gibi Paris caddesinden (Parizska) yürümeye başlıyoruz. Hangi kaldırımdaysanız oradan yürüyebilirsiniz bu arada, zira karşıdan karşıya geçiş yok. Cadde lüks mağazalarla meşhur. Ortalarında bir yerde Eski-Yeni Sinagog var. Ancak pazar günü Yahudi mahallesindeki sinagoglar ziyarete kapalı olduğundan yanından geçmekle yetiniyoruz. Paris caddesinin sonunda nehir ve köprü var. Eğer öğle yemekli tekne turlarına katılırsanız tekneler buradan kalkıyor. Bizim için saat erken.

Sola doğru dönüp nehir boyunca ilerliyoruz. Yeşilliklerin ve tarihi binaların arasından Rudolfinum binasına kadar geliyoruz. Bu bina, konser ve resim galerisi.
Rudolfinum
Yeniden eski şehire doğru kıvrılıyoruz, bir kahve molasından sonra amacımız Petrin tepesine gitmek. Bunun için amacımız yine yeni şehir ve narodni caddesi. Narodni caddesinin sonundaki köprüyü geçince petrin tepesine gidecek feniküler için sola dönüyoruz. Ujezd durağına ilerliyoruz. Ujezd eski şehir merkezine 1,8 km. Yürümesi keyifli bir yol. Ama yok yürüyemem diyenler eski şehir meydanına 600 metre ilerideki Národní třída durağına yürüyüp 22 nolu tramvaya binebilir ve 4 durak sonra Hellichoca durağında inebilir.

Kampa park

Biz tam köprüyü geçerken bir bakıyoruz bizim kız uyumuş. Bu durumda Petrin tepesine çıkmayalım diyoruz, ve nehirin diğer yanından Kampa parkı geçerek Charles köprüsünün orada duran teknelere doğru gidiyoruz. Eda uyurken bir tekne turu yapma amacındayız. Bu arada yürüyüş yolları çok keyifli olduğundan oyalanarak gezdiyoruz ama saat 11.10 olmuş bile. 10 dakika sonra tekne turu var, Prague Boats yazılı bir bankodan biletlerimizi alıyoruz. 50 dakika sürüyor tur. Bence çok anlamlı değil. Hava da esiyordu, belki ondan keyif alamadık bilmiyorum.


Teknedeyken Eda uyanıyor. Oradan inip hemen oralarda Na Kampe caddesi üzerinde Cervena Sedma restaurantında öğle yemeği molası veriyoruz.

Öğle yemeği için güzel bir restaurant

Burası benim pragta en sevdiğim restaurant oluyor. Şehrin gürültüsünden ve kalabalığından uzak, yine de cıvıl cıvıl. Pizza ve makarna söylüyoruz. Gayet lezzetli. Bir de sarımsaklı ekmek. Bira, icetea ve diğer yemeklerle birlikte 610 Kron (26 Euro) hesap geliyor.

Kampa parktaki heykeller
Petrin tepesinin en altından cadde

Oradan çıkıp Kampa Park içinden yeniden Petrin'e doğru ilerliyoruz. Yaklaşık 900 metreslik bu yolun sonunda bizi petrin tepesinin en altındaki Komünist Kurbanlar anıtı karşılıyor. Buradan sağa dönünce de bahçeli güzel bir yolun sonunda füniküler var.

Fenikülerde sıra var, sıraya giriyoruz. Ve tam sıra bize doğru gelirken aklımıza biletimizin olmadığı geliyor! içerde bilet makinaları var. Onlardan bilet almaya çalışırken sıramız geçiyor ve bir sonraki fünikülere kalıyoruz. Aklınızda olsun, sıraya girmeden içeriden biletinizi alıp öyle geçin sıraya.
Petrin tepesinden kale
Füniküler yukarı çıkarken iki durakta duruyor. Petrin tepesi oldukça dik bir tepe. Biz en yukarıya kadar çıkmıyoruz çünkü vaktimiz azaldı. İlk durağında iniyor, bu tepenin epey dik yokuşlarından aşağıya doğru iniyoruz.

Petrin tepesinden şehir.
Yolun sonundaki parkı Eda'nın görmemesi mümkün değil, mecburi bir mola. Bu parktaki en büyük anım, kendimi kaydırağın tepesinde Eda'nın bırakıverdiği çişleri kıpkırmızı bir şekilde siliyor olmam :)

Petrin tepesinden saat 3 gibi ayrılıyoruz. 4'de taaa liseden bir arkadaşım ile buluşacağız. Republic meydanında. Biraz kalabalık, biraz Eda derken 2,5-3 km uzaklıktaki bu yere zar zor yetişiyoruz.
Eda'nın pusette oturma rüşveti hep dondurma
Arkadaşımla Cacao cafe'de oturup biraz sohbet ediyoruz, ve Eda yine altına yapıyor! Şaşkınlık içinde kalkıp otele dönüyoruz.

Otelde biraz vakit geçirdikten sonra yine eski ve yeni şehir sokaklarında dolanmaya başlıyoruz. Amacımız Eda'nın uyuması, ve sonrasında güzel bir yemek yemek. O uyuduktan sonra henüz saat erken olduğu için biraz Tesco'ya giriyoruz, biraz mağazalarda oyalanıyoruz.

Önceden belirlediğimiz restaurantta yer yok. Biraz çevrede dolanıp trip advisor logolu restaurant arıyoruz. Bir yer buluyoruz, il Tri ruzi. Burası aslında bira fabrikası da anladığımız kadarıyla. Serkan somon, ben sosis yiyorum. Yemeğimize bira ve alkolsüz bira eşlik ediyor, 475 kron veriyoruz (yaklaşık 50 lira) 

 Akşam yemeği sonrası yine eski şehir meydanı, prag'ın sokakları ve gece son buluyor.

Gece eski şehir meydanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder