1 Mayıs tatilini ve Pegasus'un ucuz biletlerini fırsat bilip 5 günlük Prag seyahatine başlıyoruz.
Sabah 9'da Ankara'dan yola çıkıyoruz. Ben, eşim ve 2 yaşındaki kızımız. İstanbul'dan ise 12.40'da havalanıyoruz. Prag saati ile 14.20 gibi iniyoruz. Prag havalanında geliş ve gidiş terminalleri ayrı değil, gelirken de gidenlerin arasına karışıyorsunuz. İlk iş pasaport kontrolünün yanındaki bankamatikten para çekiyoruz. Pasaportta sıra yok gibi, hızlıca kontrolden geçip valizi alıyoruz. 14.45'de çıkıştayız.
Otelimize (
Ventana Hotel) gitmek için daha önceden transfer ayarlamıştık. Havalanından diğer ulaşım seçenekleri de zor değilmiş, ama fiyat uygun olunca biz bunu tercih ediyoruz.
24atp sitesinden ayarladığımız bu transferden çok memnun kalıyoruz. Çıkışta elinde ismimiz yazılı kağıtla bizi karşılıyor. Bunun için tek yön 20 Euro veriyoruz. Passat ile otelimize 20 dakikada ulaşıyoruz.
|
Tyn Kilisesinin gotik kulelerinin sağ arkasında gözüken üçgenimsi bina bizim otelimiz. |
Otelimiz tam eski şehir meydanında. Turistik cadde Celetna'nın üzerinde. Asansörlü bir bina. Biz Eda ile daha geniş bir odaya ihtiyaç duyduğumuzdan Deluxe Room ayarlıyoruz.
Orbitz üzerinden ayarladığımız bu oda meğer iki katlıymış. Otelin yeri çok merkezi, personel sıcak ve ilgili. Kahvaltı klasik avrupa kahvaltısı ve yeterli. Oda temiz ve ferah. 4 gece için 1000 Dolar vermişiz.
|
Astronomik Saat |
Odaya yerleştikten sonra ilk işimiz eski şehir meydanını gezmek oluyor.
Astronomik saat,
Tyn kilisesi, Jan Hus Heykeli'ni görüp devam ediyoruz. Ancak inanılmaz kalabalık. Gittiğimiz gün başlayan Dünya Buz Hokeyi Şampiyonası ve Pazar günü 10.000 kişinin koşacağı Prag maratonu varmış, sanırım ondan. Bütün gün uçakta sıkılan Edoş etrafta koşuşturmaya başlıyor, ve biz onu kaybedeceğimiz endişesi ile pek sağı solu göremiyoruz.
|
Eski şehir meydanı |
Meydanda sokak sanatçıları var. Bir baloncu ile epey vakit geçiriyoruz. Sonra Astronomik saatin önünden geçip kalabalığı takip ediyoruz.
Karlova caddesinden
Karl köprüsüne doğru ilerliyoruz. Buralarda hediyelik eşyacılar, restaurantlar, dondurmacılar, meşhur prag tatlısı
Trdelnik'çiler var.
|
Trdelnik tatlısı |
Mağazalara Eda yüzünden pek giremeden
Krusta'dan bir trdelnik alıyoruz. Nefis! Şekerli ve dışı karamelize edilmiş bir hamur tatlısı. Tanesi 60 Kron. Biz genelde bir tane alıp paylaştık.
|
Karl köprüsü üzeri |
Buradan köprüye doğru ilerliyoruz. Köprüde adım atacak yer yok. Sokak ressamları, el sanatçıları, magnetçiler vs sağlı sollu köprüyü mesken edinmiş. Fotoğraf çektirenler, tur rehberinin peşinde ördek gibi yürüyenler vs ile biz de kalabalığa kendimizi kaptırıyoruz.
|
Köprüden görünen çocuk parkı |
Köprünün sonuna doğru sol tarafta bir çocuk parkı görüyoruz. Eda bari enerjisini atsın diyerek köprüden oraya gidiyoruz. Eda bu değişik parkta kendinden geçiyor. Kum havuzunda oynarken hafif hafif yağmur başlıyor, oradan çıkıyoruz. Oradan çıkıp yeniden aynı yolu geri yürüyoruz.
Bu eski şehir müze gibi. Her yerde bakacak bir şey var, çok hareketli...
|
Saat başında astronomik saatin hareketlerini bekleyen kalabalık. |
Yağmur hızlanınca odamıza geri dönüyoruz. Saat 18.30. 2 saatte topu topu 2,5 kilometre yol yürümüşüz, varın kalabalığı ve ortamın oyalayıcılığını siz düşünün.
Yağmurdan sonra bu sefer akşam yemeği için dışarı çıkıyoruz. Otelin bulunduğu caddede (
celetna caddesinde) yürümeye devam ediyoruz. Bu cadde Barut kulesi ile bitiyor. Barut kulesinden sola dönünce
Hükümet binası (Obecni dum) var. Biz buralara sadece dışardan bakmak ile yetindik. Biraz daha ileride ise
Republic Square (namesti republiky) ve Palladium alışveriş merkezi var. Bu meydan aslında eski şehir ile yeni şehiri birleştiriyor diyebiliriz.
|
Memnun kaldığımız Joy Burger |
Buradan tekrar Celetna caddesine dönüyoruz, ve yol üzerinde gördüğümüz bir burgerciye
(Joy Burger Bar) oturuyoruz. Burası Amerika tarzı hamburgerler yapıyor. Burada biri alkolsüz 3 bira, 1 hamburger, bir steak ve bir çocuk menüsüne toplam 700 kron veriyoruz. Yaklaşık 75 TL. Bahşiş hariç, bahşiş vermek isterseniz kredi kartından ne kadar çekilmesini istiyorsanız o kadar çekilmesini söylüyorsunuz. Biz 100 kron bahşiş verdik diye garsondan epey takdir topladık.
|
Karl köprüsünden Kale ve St. Vitus kilisesi |
Çıkışta amacımız Eda'nın uyuması. O yüzden eski şehirin muhtelif sokaklarında yürüyoruz. Eda uyuduktan sonra ise yeniden gündüz Eda'yı takip etmekten tam gezemediğimiz eski şehir meydanı ile Karl köprüsüne yeniden gidiyoruz.
|
Karl köprüsünden Rudolfinum (resim ve müzik galerisi) |
Yolların arnavut kaldırımlı olmasından sebep pusetinde uyuyan kızımıza daha fazla kıyamıyor, yorgunluğumuza onu bahane ediyor ve otele dönüyoruz.
|
Gece Tyn Kilisesi ve hala kalabalık eski şehir meydanı |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder