3 Şubat 2016 Çarşamba

Milano-Venedik 5. Gün: 29 Ekim 2015 (Milano)


Dönüş günümüz. Bugün saat 14'te Bergamo'dan uçağımız kalkacak. Dolayısıyla 11 gibi istasyondan otobüse binmemiz gerekiyor.

Bu sabah için programımız saat 09.30'da Leonardo'nun Son Akşam Yemeği tablosunu görmek. Bu duvar freski, Santa Maria delle Grazie kilisesinin içinde yer alıyor. Aslında oldukça kötü durumda, epey silik. Bunun için korumaya alınmış, içeriye her 15 dakikada bir belli sayıda kişiyi alıyorlar. Bu nedenle bilet bulmak çok zor.

Biz biletleri gitmeden 1 ay önce aldık. Sabah 9.30 seansı İngilizce rehberli. İçeride tur 15 dakika sürüyor. Bizim sanata çok ilgimiz olmadığı için muhtemelen rehberli tur olmasa aval aval bakar çıkardık. Ama rehber olunca çok iyi oldu. Kapıya 15 dakika erken gitmek gerekiyor.



Biz sabah erkenden yola çıktık. Önce kahvaltı yapıp sonra otelimizin hemen yanındaki Centrale metro istasyonundan yeşil hatta binip Cadorna durağına gittik. Henüz vakit erken olduğundan civarda epey dolaştık. Bir cafede kahve içtik.

İçeriye girip çıktıktan sonra saat artık 10'a geliyordu. Ancak bir sorunumuz vardı, hatıra tişörtü almayı unutmuştuk. O nedenle yeniden Duomo meydanına dönüp tişörtlerimizi de aldık. Metro ile Centrale istasyonuna döndük, Serkan check-out yapıp valizlerimizi alıp geldi, biz istasyonda bekledik.

Sonra Terravision otobüslerini bulup havaaalanına doğru dönüşümüz başladı ve bir tatilimiz daha bitti.


1 Şubat 2016 Pazartesi

Milano-Venedik 4. Gün: 28 Ekim 2014 (Venedik - Verona- Milano)

Rialto köprüsünden kanal
Sabah hemen büyük kanal kenarındaki otelimizde (Paganelli Hotel) kahvaltı yapıp kendimizi sokağa atıyoruz. Bugün sabah Venedikteyiz, öğlen Veronaya gideceğiz, akşam ise Milano'ya döneceğiz. Sabah için büyük planlarımız yok, Venedik sokaklarında dolaşacağız.

Kanallardan aralardan geçe geçe kendimizi yine rialto köprüsünde buluyoruz. Henüz 24 saatine 20 Euro verdiğimiz Vaporetto biletlerimizin saati geçmediğinden -parayı çıkarmak ve bir de vakti değerlendirmek için-  bir de büyük kanal turu yapalım diyoruz. Ca' d'oro durağından San Zaccaria istikametine doğru giden 2 nolu vaporettoya biniyoruz. Bir o yaka bir bu yaka yapa yapa otelimizin önündeki san Zaccaria durağına 15 dakikada geliyoruz.

Adetimiz olduğu üzere kendi adresimize kızımızın adına kartpostallarımızı gönderip otelin yanındaki kanal manzaralı cafede oturuyorup kahvelerimizi içiyoruz. 

Saat henüz 11.00. Verona'ya giden trenimiz ise 13.20'de. Yine de otelden eşyalarımızı alıp yavaş yavaş dönüş hazırlığına başlıyoruz. Biraz sokaklarda oyalanıyoruz, biraz bir park bulup orada Eda ile oynuyoruz. (özel saray bahçesi) 
Dön dolaş geldiğimiz Rialtonun ayağında son kez bir bira daha içiyoruz. Ve hemen oradan vaporettoya biniyoruz. Aslında 24 saatlik biletimizin süresi doldu. Yeni bilet de kişi başı 7 Euro, bizce çok pahalı. Alsak mı almasak mı vs derken risk almak istemiyoruz ve bilet alıp biniyoruz. İlk kez kontrolle karşılaşıyoruz, iyi ki risk almamışız.

Ana istasyon binasına dönüyoruz. İstasyon'da tren saatine kadar yemeğimizi yiyoruz, ve 13.20'de 1 saat 10 dakika sürecek Verona yolculuğuna başlıyoruz.



Verona'da istasyondan indikten sonra amacımız Verona Arena'ya doğru gitmek. Bunun için önce Porto Nuova'dan yani yeni kapıdan geçiyoruz, ve sonra oldukça geniş bir bulvardan yürümeye başlıyoruz. Başlarda çok kalabalık olmayan yollar, yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlıyor.

İstasyondan Arena'ya olan yol 1,6 km. 20 dakika civarında sürüyor. Çocuklu ve pusetli olunca biraz daha uzun...

Arenaya varınca Bra meydanındaki cafeler, mutluluk verici güneş, cıvıl cıvıl kalabalık çok hoşumuza gidiyor. Verona'nın en meşhur olduğu şey Juliet'in evi. (La casa di giulietta) Buraya gitmek için Via Giuseppe caddesini tercih ediyoruz, kalabalık, dar ve şık caddeden yürüyerek Juliet'in evine varıyoruz. Burası da arenaya 700 metre uzaklıkta.

Juliet'in evinin avlusu

Juliet'in evinin avlusuna girişte sağlı sollu yazılar notlar karşılıyor bizi. Bu küçük avluda küçücük bir balkon, bir kadın heykeli ve hediyelik eşyacı var. Pusetle zor olur diye Juliet'in evinin içine girmiyoruz. Avluda vakit geçiriyor, fotoğraf çekiyoruz.


Avludaki heykelin göğüslerine dokunmanın güzel şans getirileceğine inanılıyormuş, bu vazifeyi de yerine getiriyoruz.

Piazza Erbe
Buradan Erbe Meydanı'na (Piazza Erbe) gidiyoruz. Zaten hemen orada. Burada kurulu bir pazar var, orada vakit geçiriyor, kestane alıp yiyoruz.

Önde Madanno çeşmesi, arada Aziz Mark'ın Aslanı ve en arkada saray
Pazarın arkasında dikili bir taş üzerine Aziz Mark'ın aslan heykeli, Maffei Sarayı var. Ayrıca Verona'nın en yüksek kulesi Lamberti kulesi de burada. Meydandaki çeşme ise madanno çeşmesi.

Uzaktan görünen kale

Buradan Corso Porta Borsari üzerinden yürümeye başlıyoruz. Bu dar ve şirin caddenin sonunda Ponte della Vittoria köprüsüne varıyoruz. Adige nehrini deniz sanan Eda çok heyecanlanıyor. Uzaktan verona sarayı gözüküyor ama oraya gidecek gücümüz ve vaktimiz yok.

Yeniden arena'nın oraya dönelim ve tren saatine kadar biraz vakit geçirelim istiyoruz. Meydandaki restaurantlardan birine oturuyor ve güzel havanın tadını çıkarıyoruz.

Dönüş trenimiz 18.30'da. Artık gitme vakti. Verona'da 4 saat geçirmiş oluyoruz böylece. Belki 1 gün kalınacak bir yer değil ama geçerken uğramak isteyenlere tavsiye edebileceğim şirin küçük bir şehir.

Bir buçuk saatlik yolculuğun sonunda nihayet yeniden Milano'dayız. Aslında saat daha 8. Ama otelin bu kadar yanındayken yeniden şehre gidip gelmesi zor geldiğinden istasyondaki Mc Donalds'tan bir şeyler yiyip otele dönüyoruz. Yarın son günümüz.